Kitabın Adı: Sol Ayağım
Kitabın Yazarı: Christy Brown
Yayımlayan: Nemesis Kitap
Çeviri: Filiz Kahraman
Kitap Baskı Tarihi: Ağustos 2009
CHRİSTY BROWN ‘un Hayatı
Christy Brown 1932 yılında doğdu. Dublinli bir duvar örme ustasının yirmi iki çocuğundan biriydi. Beyin felci kurbanıydı; konuşmasını ve sol ayağı dışında hareketlerini kontrol edemiyordu. Bu onun resim yapmasını ve bu otobiyografiyi yazmasını mümkün kıldı. Brown daha sonra, çok başarılı olan DOWN ALL THE DAYS adlı otobiyografik bir roman yazdı. Diğer romanları A Promising Career, A Shadow On Summer ve Wild Grow The Lilies adlarını taşımaktadır. Bir de Collected Poems adlı şiir kitabını yayımladı. Christy Brown 1981 yılında öldü.
SOL AYAĞIM
Kitap beyin felci bir hastanın destek, inanç ve özveri gösterildiğinde neler yapabileceğini göstermektedir. Beyin felci olan Christy’nin annesinin ona olan inancıyla yavaş, yavaş alfabeyi, resim yapmayı ve okumayı yazmayı öğrenmiştir. Yazı yazmaya kardeşine alınan tahtaya duyduğu ilgiyle başlamış, tebeşiri sol ayak parmaklarına sıkıştırıp tahtayı karalamaya başlamıştır. Oğluna inancı sonsuz olan annesi, tebeşirin nasıl kullanılacağını ve ne yapılması gerektiğini gösterir. Christy’nin yazdığı ilk harf “A” ilk kelime “ANNE” olmuştur. Christy zaman zaman ağabeyleri tarafından eski püskü bir arabayla dışarı çıkarılıyordu. Bu araba Christy hariç herkes tarafından itilip kakılıyor ve tekmeleniyordu. Ama Christy onu bir insan gibi seviyor ve herkesten çok saygı duyuyordu. Christy bu eski püskü arabaya “HENRY” adını vererek de bunu gösteriyordu. Christy’nin annesi yirmi ikinci çocuğunu doğurmuş ve biraz rahatsızlanmıştı. Annesinin yokluğunda evi ölmüş olarak nitelendiriyordu Christy. Yine ölü bir gece yaşayan Christy kapının çalmasıyla irkildi. Babası kapıyı açtı bir şeyler konuştu. Gelen kişiyi Christy tanımıyordu ama hayatında gördüğü en güzel kız olduğunu biliyordu. Gelen annesin kaldığı hastane olan Rotunda Hastanesi’nde hasta bakıcılık yapan Katrıona Delahunt’du. Christy’nin sol ayağıyla resim yaptığını duymuş bunu merak ederek gelmişti. Birde annesine mektup yazmasını rica edecekti. Christy onu kıramazdı çünkü ondan çok etkilenmişti. Bunun üzerine Christy annesine mektubunda şöyle yazıyordu. “Annecim. Merak etme. Her şey yolunda. Bol bol yemek var. Çabuk iyileş. Christy” mektubu aldıktan sonra Katriona gidiyordu. Christy onu bir daha göremeyeceğinden endişe ediyordu. Bunun nedeni ise Christy'nin artık on yedi yaşında olması ve ilk kez birine âşık olmasıydı. Kitabın başından biraz bahsetmek istedim. Çünkü kitabın başında olduğu gibi her satırında azmin ve direncin neler yapabileceğini gösteriyor. Kitabın ilerleyen satırların bahsetmeyeceğim. Ne ben heyecanı kaçsın isterim ne de siz sonunu bildiğiniz bir kitabın finaline gelmek istersiniz. Benim tavsiyelerim arasında olan bu kitabı sizinde okumanızı isterim. Size ve bu kitap üzerinde konuşacağınız kişilere çok şey katacak bir kitap. Saygılarımla. Ozan Sarıcan.
Kitabın Yazarı: Christy Brown
Yayımlayan: Nemesis Kitap
Çeviri: Filiz Kahraman
Kitap Baskı Tarihi: Ağustos 2009
CHRİSTY BROWN ‘un Hayatı
Christy Brown 1932 yılında doğdu. Dublinli bir duvar örme ustasının yirmi iki çocuğundan biriydi. Beyin felci kurbanıydı; konuşmasını ve sol ayağı dışında hareketlerini kontrol edemiyordu. Bu onun resim yapmasını ve bu otobiyografiyi yazmasını mümkün kıldı. Brown daha sonra, çok başarılı olan DOWN ALL THE DAYS adlı otobiyografik bir roman yazdı. Diğer romanları A Promising Career, A Shadow On Summer ve Wild Grow The Lilies adlarını taşımaktadır. Bir de Collected Poems adlı şiir kitabını yayımladı. Christy Brown 1981 yılında öldü.
SOL AYAĞIM
Kitap beyin felci bir hastanın destek, inanç ve özveri gösterildiğinde neler yapabileceğini göstermektedir. Beyin felci olan Christy’nin annesinin ona olan inancıyla yavaş, yavaş alfabeyi, resim yapmayı ve okumayı yazmayı öğrenmiştir. Yazı yazmaya kardeşine alınan tahtaya duyduğu ilgiyle başlamış, tebeşiri sol ayak parmaklarına sıkıştırıp tahtayı karalamaya başlamıştır. Oğluna inancı sonsuz olan annesi, tebeşirin nasıl kullanılacağını ve ne yapılması gerektiğini gösterir. Christy’nin yazdığı ilk harf “A” ilk kelime “ANNE” olmuştur. Christy zaman zaman ağabeyleri tarafından eski püskü bir arabayla dışarı çıkarılıyordu. Bu araba Christy hariç herkes tarafından itilip kakılıyor ve tekmeleniyordu. Ama Christy onu bir insan gibi seviyor ve herkesten çok saygı duyuyordu. Christy bu eski püskü arabaya “HENRY” adını vererek de bunu gösteriyordu. Christy’nin annesi yirmi ikinci çocuğunu doğurmuş ve biraz rahatsızlanmıştı. Annesinin yokluğunda evi ölmüş olarak nitelendiriyordu Christy. Yine ölü bir gece yaşayan Christy kapının çalmasıyla irkildi. Babası kapıyı açtı bir şeyler konuştu. Gelen kişiyi Christy tanımıyordu ama hayatında gördüğü en güzel kız olduğunu biliyordu. Gelen annesin kaldığı hastane olan Rotunda Hastanesi’nde hasta bakıcılık yapan Katrıona Delahunt’du. Christy’nin sol ayağıyla resim yaptığını duymuş bunu merak ederek gelmişti. Birde annesine mektup yazmasını rica edecekti. Christy onu kıramazdı çünkü ondan çok etkilenmişti. Bunun üzerine Christy annesine mektubunda şöyle yazıyordu. “Annecim. Merak etme. Her şey yolunda. Bol bol yemek var. Çabuk iyileş. Christy” mektubu aldıktan sonra Katriona gidiyordu. Christy onu bir daha göremeyeceğinden endişe ediyordu. Bunun nedeni ise Christy'nin artık on yedi yaşında olması ve ilk kez birine âşık olmasıydı. Kitabın başından biraz bahsetmek istedim. Çünkü kitabın başında olduğu gibi her satırında azmin ve direncin neler yapabileceğini gösteriyor. Kitabın ilerleyen satırların bahsetmeyeceğim. Ne ben heyecanı kaçsın isterim ne de siz sonunu bildiğiniz bir kitabın finaline gelmek istersiniz. Benim tavsiyelerim arasında olan bu kitabı sizinde okumanızı isterim. Size ve bu kitap üzerinde konuşacağınız kişilere çok şey katacak bir kitap. Saygılarımla. Ozan Sarıcan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder